112743388

Yılan İlaçlaması

Yılan

Yılan İlaçlama

Biraz Tanıyalım


Yılanlar (Latince: Serpentes), Pullular (Latince: Squamata) takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir.
Serpentes alt takımının üyeleri, ayaksız kertenkelelerden dış kulakların ve göz kapaklarının olmayışı ile ayırd edilirler. 
Bütün pullular gibi yılanlar da, vücudu üst üste binen pullarla kaplı ektotermik amniyot omurgalılardır. 
Çoğu yılan türü, ataları olan kertenkelelerinkinden çok daha fazla eklemi olan bir kafatasına sahiptir.
Bu yılanlara son derece hareketli çeneleriyle kendi kafasından daha büyük avları yutma imkânı verir. 
Dar vücutlarına uygun bir şekilde yerleşebilmesi için yılanların çift organları (böbrekler gibi) yan yana yerine biri diğerinin üstünde görünür ve çoğu bir tane işlevsel akciğere sahiptir. 
Bazı türler, kloakın her iki tarafında artakalan bir çift pençeyle birlikte pelvik kemere sahiptir.

Yılanlar Antarktika ve çoğu ada dışında dünyanın her yerinde bulunur. 
520 cins ve 3900'ün üzerinde türü kapsayan tanımlanmış on beş familyası bulunmaktadır.
Büyüklük aralığı 10 cm uzunluğundaki küçücük Leptotyphlops carlae türünden 7.6 metre uzunluğa erişebilen pitonlar ve anakondalara kadar değişiklik gösterir. 
Son keşfedilen Titanoboa cinsinin fosili 15 metre uzunluğundaydı. Yılanların Kretase döneminde hem kazıcı hem de sucul kertenkeler den evrimleştiği düşünülmektedir. 
Modern yılanların çeşitlenmesi ise Paleosen dönemde oldu. Yılanların Türkiye'de 47 türü bulunur.

Çoğu yılan zehirsizdir ve zehirli yılanlar da zehirlerini öncelikli olarak savunma amacından çok avı kontrol altına almak ve öldürmek için kullanırlar. 
Bazıları insanlarda acılı yaralanmalara ve ölüme sebep olabilecek denli güçlü zehire sahiptirler. 
Zehirsiz yılanlar da avlarını ya canlı olarak yutarlar ya da sıkarak öldürürler. Amatörler için yılanları görünüşüne göre zehirli zehirsiz olarak nitelendirmek zor olup onlardan uzak durmak ya da bir profesyonelle yaklaşmak gerekir.


 
Türkçedeki yılan kelimesinin kökeni Çincede aynı anlama gelen "lung" kelimesidir.[3]
Yılanların fosil kayıtları göreli olarak zayıftır, çünkü yılan iskeletleri genellikle küçük ve kırılgan olduğundan fosilleşme nadiren görülür. 
Yine de Güney Amerika ve Afrika'da henüz gün yüzüne çıkarılan kertenkele benzeri iskeletsel yapılarla 150 milyon yaşındaki türler kolaylıkla yılan olarak tarif edilebilmektedir.
 

Yılan Genel Bilgi

Yılanlar, genellikle üç metre öteyi göremezler. 
Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. 
İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. 
Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. 
Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. 
Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

Yılanlar dış kulakları olmadığından uzun zaman sağır zannedilmiştir. 
Aslında çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulundukları toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. 
Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini bile kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arazilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. 
Bazı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sayesinde avlarını karanlıkta bile bularak takip ederler.
Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. 
Her yılanı zehirli kabul ederek onlardan sakınmak gerekir.
 

Yılanlarda Üreme

Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Bunlar hemen başlarının çevresine bakarlar. 
Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. 
Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna "ovoviviparite” denir. Gebelik süresi 2 aydır.
Anadolu'da çiftleşen ya da çiftleşmeye hazırlanan yılanların erekte olmuş hemipenisleri çift yapılarından dolayı halk arasında sıklıkla "ayak" sanılarak "yılanların ayakları var"[10] inancının oluşmasına sebep olur.

 

Yılan İlaçlama


Aslında yılan ilaçlama diye bir şey yoktur. Yılanlar faydalı hayvanlardır. Öldürülmeleri yasaktır. Bu sebeple sadece uzaklaştırılmalılar. 
Ülkemizde yılan uygulaması kükürt ve naftalin karıştırılarak yapılır. Bu iki karışım istemedeğiniz alanın etrafına dökülür. Yılanlar üstünden geçemezler ve kükür ve naftalinden nefret ederler. 
Kükürt ve naftalin sayesinde o çevreden uzaklaşırlar. Nu uygulamayı yaparken yılanların içeride kalmamalarına dikkat edilmesi gerekir. Kalırlarsa dışarı çıkamaz ve saldırganlaşa biliriler.

Okka Grup Yılan Uygulamalarında Sizlere Yardımcı Olacaktır.


Okka Grup 
Sağlıklı Mutlu Günler Diler
 

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.